Nihilizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nihilizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2015 Salı

Sergey Nechayev

Sergey Nechayev, 2 Ekim 1847 - 21 Kasım veya 3 Aralık 1882 arasında yaşamış Anarşist, Nihilist bir Rus devrimcisidir.

Tam adı Sergey Genadiyevic Nechayev'dir.

Tarihin en azılı komplocusu, Nietzsche'nin silahlı peygamberi.



Olması gerektiği gibi eğitimsiz ve hatta neredeyse zır cahildi ama gerçek bir parya kurnazıydı. Hiçbir zaman iyi bir eğitim almadı ama kendisini zaman içinde öyle iyi geliştirmişti ve eksiklerini öyle iyi örtüyordu ki, coğu kez bir beyefendi muamelesi görüyordu.

Köy enstitülerinde belletmenlik yaptı. Bu dönemde (1868-69) rejime karşı öğrenci hareketlerine katıldı ve örgütledi. Kendi hücresini oluşturdu. Özgürlükçü olduğu kadar da disiplinliydi.

Hareketlerin ivmelerini kaybetmesi ve kurulan mahkemelerin agır cezalar vermesi sebebiyle Avrupa'ya kaçtı. Avrupa'da entellektüel kesim ile ilişkilere girdi. Rusya'da kendisi bekleyen büyük ve etkin bir örgüt oldugu asparagasını her yere yayıyordu.

Bu dönem icin de anarşizmin kuramcı ve eylemcilerinden Bakunin ile tanıştı. Daha sonra bakunin'in güvenini suistimal etse ve hatta işi, tehdit etmeye kadar vardırsa da Bakunin dahi hakkında hep olumlu konuşmuştur.

Nechaev, catechismin kuramcısı ve yazarıdır.

Daha sonraki dönemlerde Rusya'da "Halkın İntikamı" adlı küçük ama çok etkili bir terör örgütü kurdu.

Örgüt kraliyete, saraylara, saray trenlerine vb. yerlere sabotaj düzenledi. Çoğu kralı öldürmek icin yapıldıysa da başarısız oldu, onun dışında etkili suikast ve suikast girişimleri de oldu. İvonov adlı bir öğrenci Nechaev'e güvensizligini ve onun kimse tarafından görevlendirildigini duşunmedigini söyleyince 21 Kasım 1869'da Moskova Üniversitesi'nin arka bahcesinde onu öldürttükten sonra cesedini havuza attırdı. Bu olay Rusya'da büyük tepki yarattı. O sırada Dostoyevski "Bir Büyük Günahkarın Hayatı" adlı bir kitap yazmaya calışıyordu. Bu kitabın ana karakteri Cinler'deki unutulmaz Nikolay Vsevolodovic Stavrogin idi. Bu olayi duyunca sosyalistlere ve nihilistlere özellikle kızgın olan Dostoyevski kitaba başka bir unutulmaz karakter daha ekleyerek ismini Cinler olarak değiştirdi. Sergey Nechaev'i Peter Stepanovic Verhonevsk olarak dramlaştıran Dostoyevski bir çok kişiye göre yazılmış en iyi siyasi romanı yazdı.

Nechaev öyle etkili bir vizyon yakalamış ve öyle iyi kadrolar geliştirmişti ki, bu küçük örgüt çöktüğü dönemlerde bile adı ile korku yaymaya devam etti. Zamanın entellektüelleri ve devrimcileri Neçayev'in sayesinde var olmuş ya da varlıklarını devam ettirmiş olsa da neredeyse hep kötülediler ve hatta catechism gereği Nechaevistler bile bunu yaptı zira temel kural deşifre olmamak ve farkedilmemekti.Bakunin'in Enternasyonalden atılmasına sebep oldu ve 1871'de Birinci Enternasyonal tarafindan kınama aldı. Yurt dışındaki desteğini kaybeden Nechaev Rusya'daki komitadan en iyi adamları ölünce damdazlak kaldı ve 1872'de tutuklandı. 1873 yılına değin olağanüstü bir mahkeme süreci yaşayan Nechaev bu tarihte sürgün cezası aldı. Aslında kendine biçilen ceza Petersburg'da ömür boyu hücre hapsiydi. Sürgün icin Sibirya'ya gitmeyi bekleyen ve oradan kacıç planları hazırlayan Nechaev ömrünün sonuna kadar Petersburg'da en tehlikeli birkaç mahkum için kullanılan bir kalede yaşadı.

Bir süre sonra, içerideki askerleri de örgütlemeyi başaran Nechayev bu sayede tekrar komplolar ve suikastler yönetmeye başladı.

Nechaevistlerin etkisi döneminin her alanına yansıdı. Diyebiliriz ki bu etki neredeyse 1900'lerin sonuna kadar devam etmiştir.

“Neçayev duraksama diye bir şey bilmez, hiç bir şey durduramaz onu, kendine karşı da başkalarına karşı da kıyıcıdır. Bağnaz, ama dürüst bir bağnazdır, aynı zamanda çok da tehlikelidir, onunla ortaklık kurmak uğursuzluk getirebilir... Sonunda şu düşünceye varmıştı: Ona göre, iş görebilen ve güçlü bir örgüt kurabilmek için, Machiavelli’nin felsefesine dayanmak ve Cizvit’lerin şu kurallarını benimsemek gerekliydi: ‘Bedeni işkenceyle, ruhu yalanlarla çökertmeli, yok etmeli!” Bu satırları, ünlü Rus anarşist Bakunin, arkadaşı Tandier’e yazıyordu. Bakunin’in sözünü ettiği, bir papazın oğlu olan Sergei Neçayev’dir.

Neçayev, 1869’da Moskova’da ayaklanma amaçlı bir dernek kurmuş, ‘adam kazanmak için’, yalandan teröre kadar, her yöntemden yararlanmıştı. Neçayev, 1869 öğrenci ayaklanmasına katıldıktan sonra İsviçre’ye kaçtı ve burada Bakunin’le tanışarak, onunla birlikte “Halkın Adaleti” dergisini çıkardı. Bu dergi, yalnız Çar’ın temsilcilerine değil, liberal yazar ve gazetecilere de terör uygulanmasını istiyordu. İvanov isimli bir öğrencinin öldürülmesi, Rusya’da kurduğu, “Halkın Adaleti Toplumu” adlı gizli örgütün açığa çıkmasına maloldu ve Neçayev İsviçre’ye tekrar kaçmak zorunda kaldı. Ama İvanov’u öldürmekten sanık olarak Rusya’ya geri gönderildi ve 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. 1882’de, hapisteyken öldüğünde, bir gardiyanı davasına kazanmayı başarabilmişti. Bir Devrimcinin Alfabesi adlı kitapta Bakunin, Neçayev’i şöyle yazıyordu: “Bir devrimci kendini önceden bağlamış bir adamdır. Ne kişisel çıkarı olabilir, ne özel işleri ne duyguları, ne malı mülkü, hatta ne de adı. Onda her şey tek bir çıkarda, tek bir düşüncede, tek bir tutkuda toplanmıştır: Devrim... Yalnız sözünde değil, davranışında da kamu düzeni ile, uygar dünya ile, her türlü yasa, her türlü töreler, gelenekler ve her türlü ahlâkla da ilişkisini kesmiştir. Hele uygar dünya onun amansız düşmanıdır. Onun içinde yaşaması yalnızca onu daha kökünden yıkmak içindir.” Hiçbir otoriteyi tanımayan, romantizmi, aşkı, kişisel kin ve intikamı reddeden bu anlayışı, Lenin şöyle tanımlıyordu: “Anarşizm, ters yüz edilmiş burjuva bireyciliğidir.”

Neçayev'in Devrimcinin Anahtar Kitabı adlı bir de kitabı vardır.

3 Eylül 2015 Perşembe

İskoçya: ATM ateşe verildi (Edinburgh, 17/08/2015)


Karanlık ve Ateşli yollar yaşamın en saf anlarına ihsan olanlardır.

Otoparkta dolaşan bir tilki eşliğinde ben, açıkçası zevkim ve tatminim için, 17/08 gecesi benzinle  Morrisons süpermarketi dışındaki bir atm'yi ateşe verdim. Organizasyonun düzeyi kolay oldu çünkü bu hedefi seçtim. Ben kendimi "zalimlere" karşı savaşan "ezilen" olarak görmüyorum fakat bir egoist olarak materyal veya pnömatik olup olmasın, benim için devlet, toplum, uygarlığın herhangi bir sistematizasyonun ötesinde kaotik anları yaşamak için olanakları azaltan ve benim ve çevremdeki etkileşimin zevkini sınırlayan her şeye saldırır. Bu eylemin arkasında kesinlikle hiçbir siyasi güdü ve plan bulunmamakta, politik anlayışım, bana yüklenen anlam düşman kazanırsa, amaç bir mikrop ve dolayısıyla egonun bir zinciridir. Ben kaotik varlığın karşısında var olmayan şeyler, ne kahramanlığa karşı bir eğilim ne de herhangi bir "haksızlık" hakkında konuşmayacağım. Geleneklere aykırı saldırı herhangi ideal için herhangi bir öz kurban kabul etmez ve bireyler kendileri olarak birçok yol ile varolur, sadece bireyin yıkımı ile sona erer. Saldırı bir bütündür ve hatta kişinin kendi kendini yaralamasıdır.


Tüm ulusal doğa rezervleri ve şehirler, hayvanat bahçeleri, şahinlerin tüm tutsak yoldaşları zihnimle birlikte doğal dünyanın uygar yorumu devlet ve özel koruyucular tarafından yapılmakta, Uygarlığın görünmez duvarlarına barikat kurarak ve yabancılaşarak, başka bir dünya görüntüsü olarak bunların dışında başka bir şey gören üretken insanlar, "anlama" ve her şeyi somutlaştırmak isteyen bilim tanrısı için daha fazla kar ve araştırmak ihtiyacı dışında, yeryüzü ve insan olmayan yaşamı her geçen biraz "Korumak" için peşinde koşarak, kontrol eder ve izler. Bu insan olmayan yoldaşlar İnsan ve Uygarlık tutsaklarıdır. Ve geri kalan her insan olmayan hayvanlar kitle için Kâr devam ettiricileri ve aynı zamanda İlerleme konusu olarak, mekanize kitlenin gönüllü tabi tutulması yoluyla düzenli bakımı için onların ceset yığını uygarlık sisteminin savunucularıdır. Ben temsilci mağduriyeti üreten veya olmaya çalışan insan olmayan yoldaşların idealleştirme ya da koşulsuz sevgi bağlamında söylemiyorum fakat İnsanlığın insan-merkezci hayaleti için nefreti dışında ve kokuşmuş topluma açık bağlantıları üretip salgılayan gerekliliğin toksinleri batılı egemen uygarlık ve kültürünün bir ürünüdür. Saygıdeğer tüm yoldaşlara hayaletle mücadele yerine egolarınızı kendi kendinize gerçekleştirmesini seçiniz. Bizim onlara hayat vermek gibi hayalet terimler ile ilişkileri kurduğumuz sürece kendimizi otoritenin bir parçası haline dönüştüğümü anlıyorum. Bu hayalet vicdan tahakküm ve yabancılaştırma ilişkilerini pekiştirerek yapıları sürdürür.

Ben ahlakçı teröristlere güler, Onlar "Doğa iyi, Medeniyet kötü" dedikleri gibi bağırarak Doğanın kutsal hayaleti ahlakçı yargıç ve rahiptirler. Ne olursa olsun onlar her zaman hayaletlerle mücadele edecekler. Ve hayaletler bunu yapması için onları zorlayacaktır.
   
Bu eylem ile ben Yunanistan'daki nihilist yoldaşları, bazı egoist ve uzaktaki sol arkadaşımı selamlıyorum. Ayrıca Grupusculo'yu tekrar selamlıyorum: “Consejo del Uehuetlatolli”'ye rağmen bu metinde bahsetme niyetinde olmayarak, Vahşi Tepki gruplar ve benim aramda birçok algısal farklılık olduğunu açıkça emin olmak istiyorum.

Anarşi sadece kültür, alternatif olarak ve benim gibi kendi yolunda yürümeyi seçmiş fosilleşmiş sosyal alanlarda çürüyen bir yerde.

İşte sterilize toplum devletin bile bu yönde bir parmağının gerekmediği kendi baskıları ile bir yaşam tarzı yapmıştır.

Antroposentrizm, biyosantrik çevrecilik, ecocentrismi yık ve her ahlakı derine göm.

Bireysel vicdana musallat bütün yapıları ve toplumu yıkın.

Kaotik deneyimden gelen egonun hapsedilerek oluşturulduğu arzuların bastırılmasını ve uygarlığı yıkın.

"Kaos Şahini" Nihilist Bilinç ve Anarşist Hücre

Kaynak: Inter Arma








27 Ağustos 2015 Perşembe

Yunanistan: Tutsak anarşist yoldaşlarla ve Sebastian Oversluij anısına Jestler



Anarşistler olarak, bizler eylemler için hareketli yürürlüğe giren mermi ve yangın ve teorik kelimeleri dönüştürerek, devlet ve sermaye ile silahlı çatışma yolunu seçen anarşist yoldaşlarla dayanışma ve sur ortaklığındayız. Yoldaşlık duygular bize ne eylemde şehit olan, ne de her devletin elindeki rehineleri, anarşist tutsakları unutturmayı izin vermez. Onlar Yunanistan'da veya Şili, Meksika, İspanya ya da gezegenin herhangi bir köşesinde olsun, bize dayatılan herhangi bir zorunlu kısıtlama, fikirlerimizin sınırları olmadığını biliyorum.

....

....

Düşmüş Sebastian Oversluij'a minimum jest olarak, onlarla dayanışma haftası bağlamında, hem de tutsak anarşist yoldaşlarla dayanışma içinde, Onlarla dayanışma haftası bağlamında, bir grup anarko-nihilist Petralona süpermarketi sloganlarla boyadı, aynı bölgede SYRIZA ofislerine sloganlar yazdı ve boya attı, Atina Politeknik Okulu'nda bir otobüs durağına ve plastik yüzeye pankart ve Tavros'daki SYRIZA ofisine sloganlar yazdı.

SEBASTIAN OVERSLUIJ - 12/11/2013 -UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ 

OTORİTENİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI ÖFKELİ SALDIRI İÇİN EK MOTİVE OLARAK ANARŞİST HAFIZA 

EGEMENLİĞİN TEMELLERİNE ATEŞ

TUSAK ANARŞİST YOLDAŞLARLA DAYANIŞMA VE SUÇ ORTAKLIĞI

EVI STATIRI'YE ÖZGÜRLÜK - ATHINA TSAKALOU'UN KISITLAMALARI YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILSIN

TÜM CEZAEVİ HÜCRELERİNE ATEŞ 

SÜREKLİ ANARŞİST İSYANI KARA TOZU TUTUŞTURALIM

Kaynak: Inter Arma

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Devrimi mi bekliyorsunuz? - Renzo Novatore


Tarih, materyalizm, tekçilik, pozitivizm ve şu dünyanın tüm –izmleri artık ihtiyaç
duymadığım ve umursamadığım köhne ve pas tutmuş araçlar. Benim ilkem hayat, sonumsa
ölüm. Hayatımı yoğun bir biçimde yaşamak istiyorum kucaklamak için onu trajik bir biçimde.

Devrimi mi bekliyorsunuz? Benimki başlayalı çok oldu! Siz de hazır olduğunuzda (Tanrım,
ne bitmek bilmeyen bir bekleyiş bu!) bir süre size eşlik etmekten imtina etmem. Ama siz
durduğunuzda, ben hiçin yüce ve asil fethine giden kaçık ve muzaffer yoluma devam
edeceğim! Kuracağınız her toplumun sınırları olacak. Ve her toplumun sınırları dışında gezip
tozacak kural tanımaz ve gözü pek serseriler olacak yabani ve bakir fikirleriyle – her daim
yeni ve tüyler ürpertici isyan patlamaları tasarlamadan yaşayamayanlar.

Onların arasında olacağım ben!

Ve benden sonra da, benden önce olduğu gibi, yoldaşlarına şöyle diyenler olacak: “Öyleyse
Tanrı’larınıza ya da putlarınıza değil de kendinize dönün yüzünüzü. İçinizde saklı olanı bulun;
onu açığa çıkarın; kendinizi gösterin!”

Çünkü kendi maneviyatını araştırıp orada esrarlı bir biçimde saklı kalanı dışarı çıkaran her
insan, bir gölgedir güneşin altında var olabilecek her nevi toplumu tutulmaya uğratan.
Aşağılayıcı serseriler aristokrasisi, ele geçirilemezler, biricikler, idealin hükümdarları ve hiçin
fatihleri tereddütsüz ilerlediğinde tüm toplumlar tir tir titrer.

Öyleyse, haydi put kırıcılar, ileri!

“Felaketi önceden sezen gökyüzü şimdiden kararıp suskunlaşıyor!”

Renzo Novatore